17 MAYIS DÜNYA HİPERTANSİYON GÜNÜ
18 Mayıs 2022

HİPERTANSİYON

            Hipertansiyon, kalpten vücuda taşınan kanın atardamar duvarlarına uyguladığı kuvvetin, kalp hastalığı gibi sağlık sorunlarına neden olabilecek kadar yüksek olduğu yaygın bir tıbbi duruma verilen isimdir. Hipertansiyon aynı zamanda yüksek tansiyon adıyla da bilinir. Kalp ne kadar çok kan pompalarsa ve atardamarlar ne kadar dar olursa, bireyin tansiyon değeri o kadar yüksek olur. Kardiyovasküler hastalık riski altında bulunmayan ve 18 yaş üstünde olan bireyler için istirahat anında sistolik değer en fazla 120 mmHg, ya da 12 cmHg, diyastolik değer ise en yüksek 80 mmHg, ya da 8 cmHg olmalıdır. Bu değerlerin üzerindeki sonuçlar ilk aşamada öncül hipertansiyon olarak kabul edilir. Bu değerler normalde önce sistolik, sonra diyastolik değerler olarak, yani 120/80 ya da 12/8 şeklinde okunur. Hastalık riski altında bulunan bireylerde ise bu değer  üst sınır 110 mmHg olarak kabul edilir.

Bireyler hiçbir belirti göstermeden uzun yıllar boyunca hipertansiyona sahip olabilir. Herhangi bir semptom olmasa bile, hipertansiyon kan damarlarında ve kalpte tespit edilebilir hasar oluşturmaya devam eder. Kontrolsüz hipertansiyon, kalp krizi ve felç gibi ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkma riskini artırır. Hipertansiyon genellikle ilerleyen yaşla gelişir ancak neredeyse  her  yaşta insanı etkiler.

Hipertansiyon kolaylıkla tespit edilebilir ve öngörülebilir bir durumdur . Yetişkinlerde görülen hipertansiyon vakalarının % 90 - 95 gibi büyük bir oranında tanımlanabilir bir nedeni yoktur. Tanımlanabilir nedeni olmayan bu hipertansiyon türüne birincil (primer) hipertansiyon adı verilir. Bu tür hipertansiyon, zaman içerisinde kademeli olarak gelişme eğilimindedir. Daha nadir bazı vakalarda ise hipertansiyon altta yatan tıbbi bir durumdan kaynaklanır. İkincil hipertansiyon olarak adlandırılan bu tür hipertansiyon, aniden ortaya çıkma eğilimindedir ve birincil hipertansiyon türünden daha yüksek tansiyon değerlerine neden olur. Bu duruma neden olan tıbbi durumlar ve ilaçlar arasında böbrek sorunları, böbreküstü bezi tümörleri, kan damarlarında doğuştan gelen kusurlar, obstrüktif uyku apnesi, ve tiroid sorunları ile doğum kontrol hapları, soğuk algınlığı ilaçları gibi bazı ilaçlar, dekonjestanlar türü ilaçlar, reçetesiz satılan ağrı kesiciler, bazı reçeteli ilaçlar, ya da kokain ve amfetamin gibi yasadışı uyuşturucular sayılır.

 

İlerleyen yaşla birlikte hipertansiyon riski artar. Yaklaşık 64 yaşına kadar erkeklerde hipertansiyon görülmesi daha yaygınken, 65 yaşından sonra kadınların hipertansiyon geliştirmesi daha sık görülür. Hipertansiyon özellikle Afrika kökenli insanlar arasında daha yaygındır ve genellikle diğer kıtalardan gelen bireylerde olduğundan daha erken yaşta gelişir. Yüksek tansiyona bağlı felç, kalp krizi ve böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlar da Afrika kökenli insanlarda daha yaygındır. Benzer şekilde hipertansiyon kalıtsal olarak aynı ailede ortaya çıkma eğilimi gösterir.

 

Fazla kilolar, bireyin dokularına dokularına oksijen ve besin sağlanması için aynı oranda fazla kan gerektirir. Damarlarında dolaşan kan hacmi arttıkça, damar duvarlarındaki basınç da artar.

 

Hareketsiz, sedanter bir hayat tarzı yaşayan bireylerin kalpleri genelde daha hızlı atar. Bireyin nabzı ne kadar hızlı atarsa, kalp her kasılmada o kadar çok çalışır ve atardamarların üzerindeki kuvvet o kadar fazla olur.

 

Beslenme sürecinde fazla tuz ve sodyum alınması vücudun tuttuğu sıvı miktarını, dolayısı ile tansiyonu artırır. Sigara içmek ,tütün çiğnemek , maraş otu kullanmak  ve pasif sigara içiciliği sadece tansiyonu geçici olarak yükseltmekle kalmaz, aynı zamanda tütünde bulunan kimyasallar dolaşım sistemine akciğerler üzerinden geçtikten sonra damarların çeperlerinin iç yüzeylerine zarar verebilir. Bu durum , zaman içinde damarların daralmasına ve kalp hastalığı riskinin artmasına neden olur. Aşırı alkol tüketimi zaman içerisinde dolaşım sistemine zarar verir. Sağlıklı yetişkinlerde kadınlar için günde bir kadeh, erkekler için iki kadehten fazlası bireyin tansiyonunu olumsuz yönde etkileyebilir.

 

Yüksek düzeyde stres, bireyin tansiyon değerlerinde geçici  bir artışa neden olabilir. Stresle başa çıkmak için fazla yemeğe yönelmek ya da alkol ve tütün ürünlerini kullanmak, hipertansiyon riskini artırabilir. Yüksek düzeyde stres yaşayan bireylerin mutlaka profesyonel yardım alması için uzman psikoloğa ya da psikiyatri bölümlerine başvurması gerekmektedir.

 

Böbrek hastalığı, diyabet veya uyku apnesi gibi bir takım kronik tıbbi durumlar bireyde hipertansiyon gelişmesi riskini artırabilir.

 

Hipertansiyon en yaygın olarak yetişkinler arasında görülse bile gençler de risk altında olabilirler. Gençlerde  görülen hipertansiyon vakaları çoğunlukla böbrekler veya kalp ile ilgili sorunlardan kaynaklanır. Ancak sağlıksız beslenme, obezite ve egzersiz eksikliği gibi kötü yaşam tarzı alışkanlıkları daha fazla gençlerde hipertansiyon görülmesine yol açmaktadır.

Tansiyonun değeri ne kadar yükselirse ve durum ne kadar uzun süre devam ederse, hasar o kadar büyük olur. Kontrolsüz hipertansiyonun ortaya çıkardığı komplikasyonlar arasında öncelikle arterlerin sertleşmesi ve kalınlaşması olarak tanımlanan ateroskleroz vardır. Ateroskleroz kalp krizi ve felçe neden olabilirken hipertansiyonun diğer olası sonuçları ise şunlardır: Anevrizma, Görme bozukluğu, Böbrek yetmezliğidir, Bunama .

Bireyin böbreklerdeki damarların zayıflaması ve daralması, böbreklerin normal şekilde çalışmasını engelleyebilir. Benzeri şekilde gözlerdeki damarların kalınlaşması, daralması veya yırtılması görme kaybına neden olabilir.

Kontrolsüz hipertansiyon, düşünme, hatırlama ve öğrenme yeteneğini de etkileyebilir. Hipertansiyonu olan bireylerde hafıza veya anlama sorunları daha sık görülür. Buna paralel bir şekilde daralmış veya tıkalı arterler ya da bir felç durumu beyne giden kan akışını sınırlayarak vasküler bunama adı verilen bir bunama türüne neden olabilir.

 

Belirtileri Nelerdir:

Bireyin tansiyon değerleri tehlikeli derecede yüksek seviyelere ulaşsa bile birçok hipertansiyon vakasında bir belirti veya semptom görülmeyebilir.

En sık görülen belirtiler şunlardır:

Sık idrara çıkma özellikle geceleri uyanıp idrar yapma

Bulanık ya da çift görme

Bacaklarda şişlik

Nefes darlığı

Halsizlik, yorgunluk, isteksizlik

Kulak çınlaması

Burun kanamaları

Düzensiz kalp atışı ve kalp ağrısı

Baş dönmesi

Baş ağrısı (Hipertansiyonda en sık görülen belirti baş ağrısıdır. Genellikle enseden başlar, tepeye doğru yayılır.)

Ancak hipertansiyonu olan bireylerde değerler 180/110 mmHg gibi hayatı tehdit edebilecek yükseklerde değerlere ulaştığında şiddetli baş ağrısı, şiddetli burun kanaması veya şiddetli nefes darlığı gibi bulgular görülebilir, ancak bu belirti ve semptomlar hipertansiyona özel spesifik değildir. Hipertansiyon genellikle ciddi veya yaşamı tehdit edici bir aşamaya gelene saptanamayabilir. Bu nedenle 40 yaşından önce en az yılda üç kez , 40 yaşından sonra ise her ay düzenli olarak tansiyon değerlerini  ölçtürmelidir.

TANI VE TEDAVİ :                                                                   

Doktor, bireyin tansiyon değerlerini ölçmek için genellikle kolun etrafına şişirilebilir bir kolluk yerleştirir ve bu kolluğa bağlı bir basınç yani tansiyon ölçüm cihazından faydalanır. Tansiyon değerleri sistolik değeri  130 mmHG ya da diyasyolik değeri 80 mmHG nin üstünde olması durumunda hipertansiyondan sözedilir ve bireyler mutlaka doktora başvurmalıdır.

Hipertansiyonu kontrol etmek için bireylerin gerçekleştirebileceği bir takım yaşam tarzı değişiklikleri mevcuttur( ilaç tedavisinden önce veya ilaç tedavisi ile beraber). Bunun için öncelikle kalp dostu bir diyet uygulanmalı ve sağlıklı beslenme önerilmelidir. Öğünlerde meyveler, sebzeler, tam tahıllar, beyaz et ve az yağlı süt ürünlerini tercih edilmelidir. Ayrıca daha az doymuş yağ yenmeli ve trans yağ yenmemelidir. Günlük sodyum tüketimi en fazla 2.500 miligram olmalı ideal olarak 1.500 mg ve altı hedeflenmelidir. Bundan dolayı hazır konserve, turşular yenmemeli  ve yemeklerdeki tuz miktarı takip edilmelidir . Birey kendisi için sağlıklı bir kiloya ulaşması hedeflemelidir. Fazla kiloları vermek hipertansiyonu kontrol etmek ve onunla ilgili sağlık sorunları riskini azaltmaya yardımcı olacaktır. Normal şartlarda verilen her bir kilogram, tansiyon değerini  ort. 1 mm Hg düşürür. Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz, hem tansiyonu düşürmeye hem de günlük stresi yönetmeye, ya da kiloyu kontrol altında tutmaya ve çeşitli sağlık sorunları riskini en aza indirmeye yardımcı olabilir. Bunun için haftanın beş-yedi  günü 15-30’ar dakika boyunca hafif orta tempolu yürümek yeterli olacaktır. Hiçbir şart altında sigara içilmemelidir ve maraş otu kullanılmamalıdır.  Alkol tüketimi ise sınırlandırılmalı ve ölçülü bir şekilde yapılmalı mümkünse içilmemelidir.  Bu ölçü kadınlar için günde bir kadeh, erkekler için iki kadehten fazla olmamalıdır. Stres yönetimi ile günlük stres mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Derin nefes alma, kas gevşetme veya meditasyon gibi sağlıklı başa çıkma teknikleri ile birlikte düzenli ve yeterli uyku, stresi yönetmek için bireye yardımcı olacaktır.

 

Birey tansiyon değerlerini evde takip etmelidir. Bu takip, ilaçların etkisini gözlemlemeye ve hatta hem bireyi hem de doktoru olası komplikasyonlara karşı erkenden uyarmaya yardımcı olabilir. Ancak ölçümler sonucunda normal değerler görülse bile  önce doktorla konuşmadan ilaç kullanımı bırakılmamalı veya ilaç türü ya da diyet tarzı değiştirilmemelidir. Hipertansiyon önlenebilir bir sağlık sorunudur ve hastalar mutlaka doktor kontrolünde olmalıdır.

Uzm.Dr. Tolga GÜMÜŞKEMER